Göz tansiyonu nedeniyle 10 yaşında görme yetisini kaybeden 41 yaşındaki Küçük ve doğuştan görme engelli 36 yaşındaki Uzun, Rize Müftülüğünce görme engellilere yönelik düzenlenen "Braille Alfabesi ile Kur'an-ı Kerim Kursu"na katıldı.

Yaklaşık bir yılda Kur'an okumayı öğrenen iki arkadaş, Braille alfabesiyle basılan mushaflar yardımıyla mukabele geleneğini de sürdürüyor.

"Kur'an-ı mukabele ediyoruz, bunun güzelliği başka"

Rize Orman İşletme Müdürlüğü'nde memur olarak çalışan Musa Küçük, AA muhabirine, 10 yaşında görme yetisini kaybettiği için Braille alfabesini öğrenerek eğitimine devam ettiğini söyledi.

Her zaman Kur'an okumayı öğrenmek istediğini ifade eden Küçük, kız arkadaşının vefatının ardından bu arzusunu yerine getirmeye karar verdiğini anlattı.

Yaşadığı acı kayıptan sonra hep başkalarından Kur'an okumalarını istediğini dile getiren Küçük, şöyle devam etti:

"Birilerinden rica ediyordum. Bunlar hep kısıtlı oluyordu. Derdini anlatıyorsun, insanlar dinliyor ama hiçbir şey seni manevi olarak doyurmuyor. Baktım ki ben de okumak istiyorum, onun vesilesiyle bir araştırmaya giriştim. Kendim öğrenip bir kere hatim ettikten sonra gerçekten sanki ona bir şeyler ulaştırıyormuşum ve onun için bir şeyler yapabiliyormuşum gibi hissediyorum. Manevi olarak daha huzurlu hissediyorum. Kur'an, manevi bir sığınak gibi boşlukta kaldığımız zaman hep dinliyoruz ama insanın hiçbir zaman kendi okuduğu gibi olmuyor."

Küçük, bir yıl düzenli olarak derslere katıldığını belirterek, "Bu sene de hocamızın yardımlarıyla mukabeleye katılabiliyoruz. Dinledikçe öğreniliyor, bu da ayrı uygulama dersi oldu bizim için. Kur'an-ı mukabele ediyoruz, bunun güzelliği başka." dedi.

Hiçbir şey için geç olmadığını, 40 yaşından sonra Kur'an okumayı öğrendiğini vurgulayan Küçük, her şeyin farklı bir yöntemi olduğunu, öğrenmek isteyip araştıran herkesin kendine göre yöntem bulacağına inandığını kaydetti.

"Zorluklar geliyorsa, o zorlukla beraber bir ferahlık da gelir"

Doğuştan görme engelli avukat Celil Uzun ise ilkokul yıllarında işitme bozukluğu dolayısıyla da tedavi gördüğünü söyledi.

Arkadaşı Musa Küçük sayesinde kurstan haberdar olduğunu aktaran Uzun, birlikte Kur'an okumayı öğrenmeye başladıklarını, öğrendikçe de mutlu olduklarını dile getirdi.

Uzun, "Allah'ın kelamı ve emirlerini okumuş oluyorum. Huzur veriyor bana, rahatlık veriyor. Kur'an-ı bazen okuyamasam da açar dinlerim, bazen evde, bazen araçta dinliyorum. Bize rahatlık veriyor, mutluluk getiriyor, huzur veriyor." diye konuştu.

Braille alfabesini ilkokulda öğrendiğini anlatan Uzun, dolayısıyla öğrenme sürecinin hızlandığını, artık mukabele okunurken takip edebildiğini belirtti.

Uzun, görme engelinin bir çaresizlik olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Hiçbir şeyin sonu değil, birçok şeyin başlangıcıydı. Avukat olmamda, ÇAYKUR'da çalışan görme engelli bir avukatın etkisi var. O benim motivasyon kaynağımdı. Engelli olsun olmasın, kimsenin hayata küsmeye bence bir sebebi yok. Zorluklar geliyorsa, o zorlukla beraber bir ferahlık da gelir."

Küçük ve Uzun'a eğitim veren İl Müftülüğü Engelli Koordinatörü de olan Felenksu Camisi müezzini Bayram Tamam, iki arkadaşın çok gayretli olduğunu söyledi.

Tamam, Küçük ve Uzun'un derslerde çok iyi ilerleme kaydettiğini belirterek, "Mukabeleyi parmakla takip etmek kolay değildir. Onlar takip etme seviyesine gelebildiler. Güzel okuma aşaması var ki bu da önemli bir aşamadır. Bunu da çok güzel şekilde yerine getiriyorlar. İnşallah çok yakın zamanda arkadaşlarımızı camide Kur'an okurken görmeyi ümit ediyorum." dedi.