Hastane sınıfında özel eğitim
Ruken KADIOĞLU-Ali Eren İĞDE/ANKARA, (DHA)- MİLLİ Eğitim Bakanlığı tarafından, 31 ilde 77 hastanede açılan sınıflarda sağlık sorunları nedeniyle okula gidemeyen 510 öğrenci eğitim görüyor. Çeşitli nedenlerle tedavi alan 6-18 yaş arasındaki öğrencilere seviyeleri, bilişsel ve duygusal gelişimlerine uygun olarak bireysel ve gruplar halinde eğitim veriliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından, 31 ilde 77 hastanede açılan sınıflarda sağlık sorunları nedeniyle okula gidemeyen 510 öğrenci eğitim görüyor. Taburculuk ve yeni yatış durumlarına göre bu sayı değişiyor. Ankara Etlik Şehir Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği'ndeki Pediatri Bölümü'nde oluşturulan sınıfta 12 öğrenci eğitime devam ediyor. Çeşitli nedenlerle tedavi alan 6-18 yaş arasındaki öğrencilere seviyeleri, bilişsel ve duygusal gelişimlerine uygun olarak bireysel ve gruplar halinde eğitim veriliyor.
'GEREKSİNİMLERİNE YÖNELİK MÜFREDAT UYGULUYORUZ'
Hastanede görev yapan baş öğretmen Sibel Barut, 27 yıllık sınıf öğretmeni olduğunu, 2 yıldır hastanede görev yaptığını söyledi. Barut, "Fizik tedavi hastane süreci kapsamında Türkiye’de ilk fizik tedavi hastanesi sınıfı olarak hizmete girdik. Yatan hasta sayımız 25; fakat bizim hastanedeki tedavi sürecimiz 5-6 haftalık rutin dönüşümlerde olduğu için hasta sirkülasyonu, hasta çocuklarımızın sayısı biraz daha hızlı bir şekilde değişiyor. Bazen dönüşümlü hasta çocuklarımızın tekrardan geldiği oluyor. Geldiklerinde ‘öğretmenim iyi ki buradasınız’ diyorlar. 6 ile 18 yaş arasındaki tüm çocuklarımız eğitimden faydalanabiliyor. Bazen okul çağında olmasalar dahi buraya gelip çeşitli aktiviteler yapmalarına olanak sağlıyoruz. Çocuklarımızın gereksinimlerine yönelik eğitim, öğretim müfredatları uyguluyoruz. Bazen 14 yaşındaki bir çocuğumuza özel gereksiniminden dolayı okuma yazma eğitimi verdiğimiz durumlar söz konusu olabiliyor. Bazen grup eğitimi veriyoruz, çocukları grup olarak alıyoruz. Bazen bireysel eğitim veriyoruz, tekli bir şekilde ilgileniyoruz. Bazen bazı hastalarımız var odalarından çıkamıyorlar, odalarına gidip eğitim verebiliyoruz" dedi.
'BU ÇOCUKLARIMIZ ÇOK ÖZEL'
Barut, hastanede 6 Şubat depremlerinin ardından göreve başladığını belirterek, "Çok istemiştim deprem bölgesine gitmeyi. Fakat gitmek nasip olmayınca onlar benim bir şekilde ayağıma gelmiş oldu. Kliniğimize gelen ilk hastalarımız depremzede çocuklarımızdı. Bu çocuklarımız özel, aileleri çok özel, gereksinimleri çok özel, beklentileri çok özel. Onların hayatlarına, kalplerine dokunabiliyorsak, bir nebze olsun onları mutlu edebiliyorsak bu gerçekten her şeyin ötesinde bir onur kaynağı benim için. Mutluyum burada olmaktan, onların kalbine dokunabilmekten, onların moral motivasyonunda bir nebze de olsa katkım olduğu için. Depremde çocuklarımız vardı. Kimseyle konuşmayan, kimseyi görmek istemeyen birkaç çocuğumuz; burada kendini ifade ettiğini, burada mutlu olduğunu, evi gibi hissettiğini, evinin bir parçası olduğunu söylediklerinde çok şaşırdım. Onlar için bir aile ortamı olmuştu. Bu noktada çocuklar yaşadığı travmaları daha kolay atlatabilir bir hale gelmişti. Bu şekilde bir uygulamanın olması aileleri de çok mutlu ediyor. Okuldan geri kalma kaygıları olmuyor mesela" dedi.
'TÜM HASTANELERDE YAYGINLAŞTIRILMASINI DİLİYORUM'
Ankara Etlik Şehir Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Ece Ünlü Akyüz ise "Gün içerisinde çocuklarımız fizyoterapi, ergoterapi, konuşma dil terapileri, hidroterapi, elektroterapi gibi seans aralarındaki boşluklarında hastane sınıfımızda çok değerli öğretmenimizle birlikte etkinlikler yapıyor. Ben bunun son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Rehabilitasyon amaçlı yatıyorlar; ama hepsi çocuklar ve bu süreç içerisinde dışarıda devam etmekte oldukları örgün eğitim kurumları, kaynaştırma ya da özel eğitim kurumlarının bireysel eğitimlerinden uzak kalıyorlar. Bu süreç içerisinde ise hep beraber öğretmenimizin eşliğinde eğitimlerine de devam etme fırsatı buluyorlar" dedi. (DHA)
FOTOĞRAFLI