Seza Nur ALPDÜNDAR / İZMİR, (DHA)-EGE Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) tarafından düzenlenen 'Birleşmeler, Ortaklıklar ve Devralmalar (M&A)'de Yabancı Yatırımcıların Beklentileri: Gerçekler, Yanılgılar ve Fırsatlar' toplantısında konuşan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı, stratejik coğrafi konumu, dinamik ve genç nüfusu ile Türkiye'nin M&A dünyasının radarında olduğunu söyledi.

Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) tarafından EGİAD Dernek Merkezi'nde 'Birleşmeler, Ortaklıklar ve Devralmalar (M&A)'de Yabancı Yatırımcıların Beklentileri: Gerçekler, Yanılgılar ve Fırsatlar' başlıklı seminer gerçekleştirildi. 28 yıllık M&A deneyimine sahip, Türkiye'nin önde gelen yatırım bankacılarından Nafiz Kerim Kotan'ın deneyimlerini paylaştığı toplantıya iş dünyası temsilcileri ve basın mensupları katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı, bir şirketin büyüme yolculuğunda bazı adımların yalnızca rakamsal değil, kültürel ve vizyoner bir dönüşüm başlattığını ifade ederek, "M&A tam da bu dönüşümün en güçlü katalizörlerinden biridir. Artık sadece büyümek değil, dönüşerek güçlenmek zorundayız. Günümüzün küreselleşen, çetin rekabet koşullarında organik büyüme çoğu zaman yeterli değildir. Stratejik ortaklıklar ve satın almalar, firmalarımıza yeni pazarlara hızlı erişim, teknolojiye adapte olma ve rekabet avantajı kazanma imkânı sunuyor. Üstelik bu süreçler, doğru strateji ve vizyonla yönetildiğinde, şirket değerini katbekat artırma potansiyeline sahiptir" dedi.

'M&A, GENÇ LİDERLERİN İŞ DÜNYASINDAKİ OYUN KURUCU ROLÜNÜ ÜSTLENMELERİNE KATKI SAĞLAR'

Stratejik coğrafi konumu, dinamik ve genç nüfusu ile Türkiye'nin M&A dünyasının radarında olduğunu dile getiren Özhelvacı, "Fırsatlar büyük; pazar geniş; lojistik avantajlarımız tartışılmaz. Ancak unutulmamalı: her fırsat, beraberinde bir sorumluluk da getirir. Yatırımcılar ülkemize umutla bakarken, öngörülebilirlik, hukuk sistemi ve döviz riski gibi unsurlar karar süreçlerinde belirleyici olmaya devam ediyor. Ekonomik dalgalanmalar, regülasyon belirsizlikleri ve finansmana erişim sorunları elbette süreci zorlaştırabiliyor. Yine de özellikle teknoloji, enerji ve lojistik sektörlerinde halen bir hareketlilik söz konusu. Yatırımcılar artık sadece büyüklüğe değil, sürdürülebilirliğe, şeffaflığa, doğru kurumsal altyapıya bakıyor. Bu kriterleri karşılayan Türk şirketleri için, uluslararası sermaye halen ulaşılabilir bir hedef" diye konuştu.

Özhelvacı, "M&A denince çoğu zaman akıllara yalnızca dev şirketler gelir. Oysa her ölçekten firma, doğru hazırlıkla bu süreçlerin bir parçası olabilir. Yanlış bir diğer algı da şudur: yatırımcı sadece rakamlara bakar. Gerçek şu ki; kurumsal yapı, yönetim kalitesi, vizyoner liderlik ve kültürel uyum gibi unsurlar, yatırım kararlarını en az finansal veriler kadar etkiler. Bu yanlış varsayımları kırmak, firmalarımızı daha sağlam ve bilinçli bir şekilde hazırlamak açısından büyük önem taşıyor. Genç iş insanları için M&A süreçleri, sadece finansal değil, aynı zamanda yönetsel ve vizyoner gelişim fırsatları da sunar. Bu süreçler sayesinde farklı kültürlerle iş yapma becerileri kazanabilir, kurumsallaşma yolculuklarını hızlandırabilir ve işlerini uluslararası boyuta taşıyabilirler. Ayrıca, yatırımcıların ve potansiyel ortakların beklentilerini anlama becerisi, bir girişimci için paha biçilemez bir avantajdır. M&A, genç liderlerin iş dünyasındaki oyun kurucu rolünü üstlenmelerine katkı sağlar" dedi.

'YABANCI YATIRIMCININ AZALMASININ YA DA GELMEMESİNİN NEDENİ MAKROEKONOMİK ÖNGÖRÜRLÜK'

Türkiye'ye yatırımcı ilgisinin niteliği ve niceliğinin değiştiğini söyleyen Nafiz Kerim Kotan da "'Türkiye'de hukuk ve adalet tarafında sıkıntı olduğu için yabancı yatırımcı gelmez' deniyor; alakası yok. Yabancı yatırımcının azalmasının ya da gelecekse gelmemesinin nedeni makroekonomik öngörürlük. Yatırımcılar aldığı risk karşılığında getiri görmek istiyorlar. İkincisi yapısal reformlardaki momentumun zayıflaması. Üçüncüsü jeopolitik pozisyon. Türkiye, ciddi bir bölgesel güç, coğrafi avantajlarını koruyor. Bu bazı yatırımcılar tarafından pozitif olurken zaman zaman artan bölgesel gerginliklerle beraber negatif olarak gözlemlenebiliyor. Türkiye'nin son 1,5 senede sunduğu makro hikaye ile yatırımcıların beklentileri arasında fark var. Türkiye, Mehmet Şimşek'ten beri ciddi bir dönüşüm hikayesi sunuyor. Ortadoks para politikalarına geçiş, finansal istikrarın tesisi, cari açığın azaltılması, sürdürülebilir büyüme gibi makroekonomik tarafta iyileşme var. Türkiye'de ilgi çeken yeni bir makro hikaye son 1,5 senedir var ama bu hikayenin tutarlılık, sürdürülebilir ve güvenilirlik tarafını da görmek istiyorlar. Henüz örtüşmemiş 2 anlatı var. Türkiye yeni sayfa açtım diyor, yatırımcı da 'Önce eski defterleri kapat' diyor. Sene sonuna kadar inşallah bu 2 anlatının örtüşmeye başladığını göreceğiz" diye onuştu.(DHA)

FOTOĞRAFLI