Rize Haber
Rize
Açık
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Ara

Yeniden Refah Partili Aydal’dan ‘karbon sertifikası’ açıklaması

Yeniden Refah Partili Aydal’dan ‘karbon sertifikası’ açıklaması

ANKARA, (DHA)- YENİDEN Refah Partisi Başkanvekili Prof. Dr. Doğan Aydal, “Sınırda karbon düzenleme mekanizması ile karbon sertifikası istenecek sektörler dikkate alındığında, ülkemizde de inşaat fiyatlarının hızla artacağı, tarımın en önemli girdisi gübreye gelecek zamlarla ekmek fiyatlarının bile zamlanacağı görülecektir. Taşımacılığa eklenen zamlar ise zaten çok sıkıntılı durumda olan vatandaşlarımızı birçok sektörde çok daha sıkıntılı bir duruma sokacaktır” dedi.

Yeniden Refah Partisi Başkan Vekili ve ARGE Başkanı Prof. Dr. Doğan Aydal, karbon sertifikası uygulamalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Aydal, Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması'na katılmasının ülke ekonomisine büyük bir yük getireceğini belirtti. Özellikle Türkiye'nin kömür rezervlerinin karbon hesaplamalarına dahil edilmesinin ülkeye ek bir maliyet oluşturacağını ifade eden Aydal, “Malum olduğu üzere Paris İklim Anlaşması 2015 yılında imzalanmış 2016 yılında yürürlüğe girmiş bir anlaşmadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın TBMM’ne kabul edilmek üzere gönderdiği 884506 sayılı metin Çevre ve Dışişleri komisyonlarından anlaşma 1 Ekim 2021 tarihinde 2/3853 Esas numara ile TBMM Başkanlığına iletilmişti. Birçok vatandaşımız dikkat etmemiş olsa da Avrupa Birliği üyeleri bu Karbon Sertifikası çalışmalarına ve uygulamalarına çoktan başlamış bulunmaktadır. Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasını (SKDM) kuran tüzük, 16 Mayıs 2023 tarihinde AB Resmî Gazetesi'nde yayımlanmış; SKDM geçiş dönemi uygulama usul ve esasları ile hesaplama metodolojisini belirleyen yönetmelik ise, 17 Ağustos 2023 tarihinde kabul edilmiştir. Bu yönetmeliğe göre, 1 Ekim 2023 tarihi itibariyle çimento, elektrik, gübre, demir çelik, alüminyum ve hidrojen sektörleri SKDM'nin kapsamında yer alacak ve karbon beyanında bulunma zorunluluğuna tabi tutulacaktır. Sınırda karbon düzenleme mekanizması ile karbon sertifikası istenecek sektörler dikkate alındığında, ülkemizde de inşaat fiyatlarının hızla artacağı, tarımın en önemli girdisi gübreye gelecek zamlarla ekmek fiyatlarının bile zamlanacağı görülecektir. Taşımacılığa eklenen zamlar ise, zaten çok sıkıntılı durumda olan vatandaşlarımızı birçok sektörde çok daha sıkıntılı bir duruma sokacaktır” diye konuştu.

‘TÜRKİYE BU KONUDA ZOR DURUMDA KALACAK’

Aydal, karbon hesaplamalarında kömürün hesaba katılmamasının birçok ülke tarafından istenmediğini ve Türkiye'nin bu konuda zor durumda kalabileceğini belirterek, “Sera gazı hesapları temel itibariyle kullanılan petrol miktarı hesaplanarak yapılmaktadır. Özellikle kömür, odun ve benzeri yakıtları hesaplanmadığı görülmekte ve hesaplanmasının da kolay olmadığı bilinmektedir. Kömürlerin hesap edilmesine karşı çıkan ülkelerin başında da Rusya gelmektedir. Anlaşmanın satır aralarında, Türkiye kömür rezervlerini karbon yayılım hesaplarına dahil etmeyi kabul etti ise, 14 milyar tonluk linyit rezervlerimize ekstra bir fatura da gelecek demektir. ABD, iktidarda bulunan hükümetlere göre bu anlaşmaya katılmakta veya katılmamaktadır. Bilindiği gibi Başkan Trump önce Paris İklim Anlaşmasını imzalamış sonra Ağustos 2017’de çekilmiştir. Demokratlar iktidara gelince, ABD, Ocak 2021’de Paris anlaşmasına tekrar katılmıştır. Şimdi Trump tekrar iktidara geldiğine göre ABD’nin Paris İklim anlaşmasından yeniden çekilmesi an meselesidir. Çin Karbon salınımının nüfusa göre dağıtılarak hesaplanmasını istemektedir. Türkiye ise, yapılan hesaplamalarda dünya mevcut karbon salınımının yüzde 1,24 kadarını atmosfere salmasına rağmen koştura koştura anlaşmayı imzalamıştır. Kaldı ki, hükümetimizin Kyoto protokolünün başarısızlığı açıkça görüldükten sonra Paris Anlaşmasını neden imzaladığı da ayrı bir soru olarak karşımızda durmaktadır. Bütün unsurları dikkate alındığında Paris Anlaşmasının vahşi emperyalizmin gelişmekte olan ülkeleri iklim bahanesiyle ‘Karbon Sertifikası’ aracılığı ile soyma düzeni olduğu da açıkça görülmektedir” ifadelerini kullandı. (DHA)