Yenidoğan Çetesi davası bugün İstanbul’da başlıyor: 10 bebeğin ölümü ve sayısız bebeğin hayatını tehlikeye atmakla suçlanan 47 sanık, 17 bin yıl hapis istemiyle yargılanıyor. İddianamede 19 özel hastane de sorumlu gösteriliyor.
Devletten para alabilmek için bebekleri gereksiz şekilde yoğun bakımda tutup, bazılarının ölümlerine bazılarının da sakat kalmasına neden oldular.
Ölen bebekleri evraklarda yaşıyor gibi de gösterdiler.
Tüm bunlar yaşanırken aralarında yaptığı konuşmalar ise vicdanları derinden yaraladı.
10 bebeğin ölümünden, sayısız bebeğin hayatının riske atılmasından sorumlu tutulan Yenidoğan Çetesi davası, İstanbul’da başlıyor.
22’si tutuklu 42 sanığın hakim karşısına çıkacağı dava Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülecek.
Suçlamalar, günlük 8 bin liralık SGK primini paylaşabilmek adına yenidoğan bebeklerin sağlığının hiçe sayıldığı yönünde…
Çete üyelerinin taburcu olabilecek durumda olsalar dahi bebekleri sahte raporlarla, gereksiz yere ilaç vererek yoğun bakımda tuttuğu tespit edilmişti.
Bebekler şebekenin anlaşmalı olduğu özel hastanelere sevk ediliyordu.
Ne solunum desteği, ne ameliyat ne de ilaç… Bebekler çetenin istediği kadar hayatta tutuluyordu.
Bu süreçte 9’u İstanbul’da biri Tekirdağ’da 10 özel hastane kapatıldı.
Söz konusu yazı üzerine soruşturmada adı geçen Özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar, Özel Silivri Kolan Hospital Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi'nin ruhsatları iptal edildi.
Soruşturma dosyasında zanlıların kan donduran konuşmaları da yer aldı.
Hakim karşısına çıkacak sanıklar arasında bazı 112 Çağrı Merkezi çalışanları da var.
Ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in merkezde kayıt oluşmaması için “Ambulans benzin almaya çıktı.” dersiniz şeklinde tavsiye verdiği belirlenmişti.
Bir bebekle ilgili ise diyaframda gelişimsel bir bozukluk olmadığından tedavi ile düzelebilecek bir akciğer sıkıntısından bahsedildiği ancak o tedavinin uygulanmadığı ortaya çıkmıştı.
Çete üyelerinin, bir doğum uzmanının aileye bilgi vermesiyle korkuya kapıldığı iddianamede geçmişti.
Soruşturmadan korkan zanlıların, “Panik yapmayın” talimatı verdiği iddianamede yer alırken zanlılardan İlker Gönen’in “Dursun Abi bir göbek açamamış açamamış mahvetmiş. Mahvettikten sonra hemşireye vermiş. Aile Suriyeli, herhangi bir şeyleri yok. Adli tıp süreci başlatmadılar. Çocuk defnedildi.” dediği de belirlenmişti.
Fırat Sarı’nın ise “Ben sana gerçeği söyleyeyim, o çocuk pnömotoraks. O çocuk diyafram hernisi değil. O çocuğa tüp takılsa yaşardı. Bir olay patlayacaktı ben biliyorum.” dediği tespit edilmişti.
Çete birçok suçlamayla karşı karşıya…
Soruşturmayı yürüten savcının ölümle tehdit edilmesi de bunlar arasında yer alıyor.
O anların yer aldığı görüntülerde, çete tutuklanan zanlıların tahliye edilmesini istiyordu.
Bin 400 sayfalık iddianamede yer alan suçlamalarla ilgili sanıkların vereceği yanıtlar, özellikle de çetenin ele başları olarak görülen doktor Fırat Sarı ve İlker Gönen’in savunmaları merak ediliyor.