Rize Haber
Rize
Kapalı
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
Akşam vaktine kalan
Ara

Diyarbakır'da eski taş ocağındaki kazıda 54 çocuğa ait mezarlık bulundu

Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde eski bir taş ocağı olduğu değerlendirilen alanda yürütülen arkeolojik kazıda, 0-6 yaş arası 54 çocuğun gömülü olduğu mezarlık gün yüzüne çıkarıldı.

İnkaya Mahallesi'nde farklı alanlarda yapılan yüzey araştırmasında Bizans İmparatoru 1. Anastasius dönemine ait sikke bulunmasının ardından bölgede Diyarbakır Müze Müdürlüğünce 2021'de başlatılan kazılar, 15'i uzman, 35 kişilik bir ekiple sürüyor.
Geçen yıl 1500 yıllık kilise kalıntısı bulunmasının ardından çalışmaların yürütüldüğü bölgede eski taş ocağı olarak değerlendirilen alanda kazı çalışması başlatıldı.
Kazılarda çocuk mezarıyla karşılaşan ekipler, bu noktadaki çalışmalarını yoğunlaştırdı.

Mezarlarda bulunan kemikler incelenmek üzere Müze Müdürlüğüne ait kazı evinde muhafaza altına alındı.
Mezarların etrafında kireç taşından sanduka yapılmış

Diyarbakır Müze Müdür Vekili Müjdat Gizligöl, AA muhabirine, 2018'de Devlet Su İşlerinin destekleri, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izni doğrultusunda kırsal İnkaya Mahallesi'nde çalışmalara başladıklarını söyledi.
Geçen yıl eski taş ocağı olarak değerlendirdikleri alanda çalışmalara başladıklarına işaret eden Gizligöl, şunları kaydetti:

“Burada yaptığımız kazı çalışmalarında şu ana kadar 50 mezar bulduk. Bugün de 4 mezara ulaştık. Şu anda kaldırma işlemleri devam ediyor. Yani toplamda 54 mezarın olduğunu biliyoruz. Bu bakımdan bizim için çok ilginç bir sonuç. Muhtemelen burası taş ocağı olarak kullanıldıktan sonra bir nekropol (toplu mezarların bulunduğu yer) alana dönüştürüldü ve sadece çocuklar buraya gömüldü.”
Bazı mezarlara birden fazla çocuğun gömüldüğünü tespit ettiklerini dile getiren Gizligöl, "Mezarların etrafında kireç taşından sanduka oluşturulmuş ve kireç taşıyla üzeri kapatılmış. Mezarlar, doğu-batı doğrultusunda, gelişigüzel bir gömülme yok." ifadelerini kullandı.
"Ölüm sebepleri hakkında ayrıntılı çalışma yürütülecek"

Toplanan kemikleri kazı evine götürdüklerini belirten Gizligöl, "Kemiklerin yaş, cinsiyet ve ölüm sebepleri hakkında ayrıntılı bir çalışma yürütülecek. Tamamının çocuk bireylere ait olduğu mezarlık bir alan, çok karşılaşılan bir durum değil." dedi.
Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde araştırma görevlisi ve antropolog Dr. Nazlı Akbaş da daha önce alanda yapılan kazılarda kilise kalıntısı bulunduğunu hatırlatarak, kilisenin erken Bizans Dönemi'ne ve yaklaşık 1500 yıl öncesine tarihlendirildiğini düşündüklerini ifade etti.
Mezarlar 0-6 yaş arası bebek ve çocuklara ait

Akbaş, kilisede mezarlar tespit edilmesine ilişkin şunları söyledi:
“Erken Bizans'ta 'aziz' ve 'şehit' kültürü olduğu için kiliselerde yerleşim içi gömüler söz konusu olabiliyor. Taş ocağı ismini verdiğimiz bu alanda 0 ile 6 yaş aralığında sadece bebek ve çocuklara ait mezarlar bulundu.”
Yapılan ön inceleme doğrultusunda, bebek ve çocukların herhangi bir salgından dolayı ölmüş olduklarını düşünmediklerini belirten Akbaş, detaylı iskelet çalışmasının henüz gerçekleştirilmediğini ifade etti.
"Henüz Hristiyan olmayan bebek ve çocuklar"

Ön incelemelerde bazı hastalıklar tespit ettiklerini dile getiren Akbaş, şunları kaydetti:
“Bu dönem ve bu coğrafya için anemi oldukça yaygın bir hastalıktı. Fakat hepsinde gözlemlediğimiz bir salgın hastalık belirtisi yok. Bebeklerin söz konusu alana gömülmesinin Hristiyanlığın erken Bizans dönemindeki vaftiz kültürüyle ilişkili olduğunu düşünüyoruz. Erken Hristiyanlık döneminde vaftiz edilenler genelde yetişkinler oluyordu. 10'uncu yüzyıldan sonra çocukların vaftiz edilmesi gerektiği yasallaştı. Bunların erken Hristiyanlık dönemine ait olduklarını düşünüyoruz. Bu nedenle vaftiz edilmemiş yani henüz Hristiyan olmayan bebek ve çocuklar. Vaftiz edilmediği için de kilise içine değil de kilise dışına gömülme ihtimali üzerinde duruyoruz.”
Çocukların gömüldüğü mezar örneğinin Afyonkarahisar'daki Amorium kazılarında da bulunduğunu ifade eden Akbaş, orada 10'uncu ve 11'inci yüzyıla tarihlendirilen mezarlığın belli bir alanında sadece bebek ve çocukların gömülü olduğunun ortaya çıktığını, mezarlığın yakınında da bir vaftizhane tespit edildiğini ancak Kulp'taki kazıda vaftizhaneye rastlanmadığını söyledi.
Kazı ekibinden arkeolog Başak Oban da alanda çocuk mezarlarıyla karşılaştıklarında hem şaşırdıklarını hem de heyecanlandıklarını belirtti.

Oban, "Gittiğim hiçbir alanda toplu olarak bu kadar çok çocuk mezarına rastlamadım. Bir alanda toplu olarak sadece çocuklara ait mezarlığın bulunması ilginç bir durum." ifadelerini kullandı.