Betsmove
Rize
Açık
26°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
RİZE
00:00:00
Güneş vaktine kalan
Ara
53 HABER GAZETESİ RİZE Rize'de Dil ve İşgal Kitabı Üzerine Tartışmalar: Dilin Gücü ve Koruma Görevi vurgulandı

Rize'de Dil ve İşgal Kitabı Üzerine Tartışmalar: Dilin Gücü ve Koruma Görevi vurgulandı

Rize'de "Dil ve İşgal" kitabı tartışıldı. Etkinlikte dilin kimlik, hafıza ve direniş üzerindeki rolü vurgulandı. Katılımcılar, dilin korunmasını tarihî ve ahlaki bir görev olarak değerlendirerek, modern iletişimin sığlaşmasına dikkat çekti ve kişisel sorumluluklarını dile getirdi.

Yaşar Sancaktutan: Yaşar Sancaktutan

Rize’de “Dil ve İşgal” Kitap Tahlili: Tarih Huzurunda Kendimize Söz Veriyoruz

Rize Belediyesi’nin düzenlediği “Kitap ve Muhabbet Buluşmaları” kapsamında bu ayın kitabı, dilin bir milletin varlığındaki belirleyici rolünü çarpıcı biçimde ele alan “Dil ve İşgal” oldu. Katılımcılar, bir milletin yalnızca toprağıyla değil, diliyle de işgal edilebileceğini ortaya koyan bu etkileyici eseri dikkatle okuyup tartıştı.

Kitap, dilin sadece bir iletişim aracı değil, bir milletin hafızası, kimliği ve direniş zemini olduğunu vurguluyor. Dillerin yok edilmesinin aslında kültürlerin silinmesi anlamına geldiği; işgalin en sinsi biçiminin dil yoluyla yapıldığı örneklerle anlatılıyor. Katılımcılar, dilin korunmasının edebî bir sorumluluktan öte, tarihî ve ahlaki bir görev olduğunu dile getirdiler.
Tartışmalarda günümüz sosyal medya diline de değinildi. İletişimin hızla ama sığlaştığı, düşünce derinliğinin klişelere kurban gittiği, sembollerle ifade edilen bir çağda dilin zayıfladığı vurgulandı. Katılımcılar, bu durumu modern bir “dil işgali” olarak değerlendirdi.

Kitapta örnek verilen Ben Yehuda Eliezer’in, dönemin sosyal medyası sayılabilecek gazeteleri nasıl bir dil diriliş aracına dönüştürdüğü de tartışıldı. Onun günlük yazılar ve yeni kelimeler aracılığıyla dil inşasını nasıl gerçekleştirdiği, bireysel çabanın gücünü göstermesi açısından çarpıcı bulundu.

Tahlilin sonunda, kitabın “Son Söz Yerine” kısmında yer alan üç madde üzerinde durularak program duygusal ve anlamlı bir biçimde sonlandırıldı: tarih huzurunda kendine bir ödev vermek ve hayatına bunu adamak; dış şartların zorluğuna aldırmadan işine odaklanmak; gayret ve dava şuuru ile gece gündüz çalışmak. Katılımcılar bu ilkeleri hayatlarına taşımak adına kendi yetenekleri ve duruşları üzerine samimi sözler vererek tahlili tamamladı.

Etkinliğe katılanlar, bu buluşmaların sadece bir kitap okumaktan ibaret olmadığını, hayata, değerlere ve kendine yeniden bakma fırsatı sunduğunu ifade ederek memnuniyetlerini dile getirdiler.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *