Çaykur Rizespor'un Olağan Genel Kurulu'nda mevcut başkan İbrahim Turgut, yeniden başkanlık koltuğuna oturdu. Ancak kongrenin ardından, spor camiasında alışık olduğumuz tartışmalar yeniden gündem oldu. Bu tartışmalar, yine kişisel yargılar, isimler ve kökenler etrafında dönerken, yapıcı olmaktan oldukça uzak kaldı ve kısır bir eleştiri ortamı oluşturdu.
Rize Kamuoyundaki Tartışmalar
Rize'de siyaset, spor ve yöneticilik konularında öne çıkmaya çalışan bazı kişilerin, bilgi eksikliğinden ve bireysel geçmişlerden yola çıkarak kamuoyunu şekillendirmeye çalışması, spor camiasında hoşnutsuzluk yarattı. Burada sorgulanması gereken önemli bir husus var; Rizespor'un geleceği, yalnızca hangi isimlerin yönetimde olacağına mı bağlı, yoksa bir sistemin varlığına mı ihtiyaç duyuyor? Bu sorunun yanıtı, Rizespor'un başarılı bir şekilde ilerlemesi için kritik bir öneme sahip. Gerçekten de spor kulüplerinde kalıcı başarıyı sağlayan unsurlar, çoğunlukla kişilerin sahip olduğu özelliklerden çok, sağlıklı sistemlerin varlığıdır. Bu nedenle, Rizespor'un nasıl bir modelle yola devam etmesi gerektiği konusundaki tartışmalar, yalnızca yönetim kadrosuna odaklanmaktan ziyade, kurumsal yapının güçlendirilmesine yönlendirilmeli.
Kurumsallaşma Üzerine Eleştiriler
Son zamanlarda yapılan eleştirilerin çoğu, Rizespor yönetiminin isimlerine yoğunlaşırken, esas sorun olan kurumsallaşma es geçiliyor. Rizespor'un uzun yıllardır ihtiyacı olan, sürdürülebilir ve profesyonel bir yapılanma, yönetimsel başarı için kritik. Yeni başkan İbrahim Turgut'un başkanlığında oluşturulan yönetim kadrosu, sağlık, turizm, hukuk ve spor yönetimi gibi farklı alanlarda deneyimli iş insanlarından oluşmaya başladı. Bu çeşitlilik, Türkiye'nin farklı kulüplerini yöneten liderlerin kullandığı bir formül olarak dikkat çekiyor. Özellikle büyük kulüplerin başarılarında bu zenginlik önemli bir rol oynadı. Rizespor'un marka değeri, doğru bir yönetim yapısıyla inşa edilebilir ve bu hedefe ulaşılması, sadece yeni isimler belirlemekle değil, aynı zamanda kurumsal yapı ile mümkün olacaktır.
Spor Yönetimindeki Bilgi Eksiklikleri
“Spordan anlayan yöneticiler” ifadesinin arkasına sığınılarak yöneltilen eleştiriler de tekrar gündemde. Ancak; bu yöneticilerin kimler olduğunu bilmek önem arz ediyor. Rizespor'un geçmişine ve mevcut yapısına gerçekten hakim olan kişiler, çoğu eleştirinin bilgi eksikliğinden veya varsayımlardan kaynaklandığını kolaylıkla fark edebilir. Mevcut yönetimde, iki farklı spor kulübünün başkanlığını yürütmüş insanlarla bir arada bulunmak, sadece spor oynamış olmanın ötesinde, yöneticilik becerileri açısından büyük bir artı taşıyor. Kulüp yönetiminde ekonomik sürdürülebilirlik, stratejik planlama gibi temel yetkinlikler gereklidir, ki bu özellikler yöneticilik için hayati önem taşıyor.
Kongre Ortamının Değerlendirilmesi
Olumlu unsur ve gelişmelere rağmen, dikkat çeken baz eksiklikler de mevcut. Rizespor gibi köklü bir taraftar ve şehir desteğine sahip olan bir kulübün kongre ortamı, daha kapsayıcı ve camiaya yakışan bir şekilde gerçekleştirilebilirdi. Bu durum, kulübün kurumsallaşma yolunda ne denli adımlar atması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Geniş katılımcı toplulukların oluşturulmadığı kongrelerde, taraftar ve camiaya hissiyatlarının yansıtılması zorlaşıyor. Bir kulübün iç dinamiklerine ciddi katkı sağlayacak böyle bir ortamın sağlanması, sadece yürütme kurulu için değil, tüm camia için önem taşıyor. Rizespor’un başarıya ulaşması için gereken bu tür ortamların oluşturulması gerekmekte.
Başkan İbrahim Turgut'un Vizyonu
Rize halkının başkan İbrahim Turgut’a verdiği destek oldukça büyük. Ancak bu destek, yalnızca iyi niyetle sınırlandırılmamalıdır; sistematik, profesyonel ve sürdürülebilir bir yapı kurulması süreciyle pekiştirilmelidir. Kulübün altyapısının güçlendirilmesi, personel yapısının optimize edilmesi, iletişim stratejilerinin geliştirilmesi ve tesisleşmeye önem verilmesi gibi konular, Süper Lig'de rekabet edebilmenin gerekliliklerindendir. Çaykur Rizespor'un başarısı, sadece ligin dibinde sürünmekle ölçülememelidir. Kalıcı bir başarının temeli, şeffaf, kurumsal bir yapı oluşturarak her sezonda kendini geliştiren bir kulüp olmaktan geçmektedir.
Sonuç ve Çağrı
Spor camiasında 35 yıldır aktif olarak görev alan biri olarak, son olarak şunu belirtmek istiyorum: “Artık saysal kişilere odaklanmaktansa, yapılacak işler ve projeler üzerinde konuşma zamanı gelmiştir. Kurumsal yapının ve vizyonun ön planda tutulması gerektiği bir dönemdeyiz. Zira gerçek başarı ancak bu şekilde elde edilebilir.”
