Tiangong Uzay İstasyonu’nda yürütülen deneyde, astronotlar karbondioksit ve suyu oksijen ile protein açısından zengin besin maddelerine dönüştürmeyi başardı. Bu gelişme, hem uzay yolculuklarında devrim yaratabilir hem de Dünya’daki gıda krizine çözüm sunabilir.
ecoportal.net'te yer alan habere göre Ay’a geri dönme planlarını hızlandıran ülkeler arasında yer alan Çin, bu kez dikkat çeken bir bilimsel atılıma imza attı.
Tiangong Uzay İstasyonu'nda gerçekleştirilen deneyde, astronotlar karbondioksit ve suyu, oksijen ve yüksek besin değerine sahip maddelere dönüştürerek yapay fotosentez sürecini başarıyla gerçekleştirdi.
Bu gelişme, uzay görevlerinde oksijen ve gıda tedariği için Dünya’ya bağımlılığı azaltarak, gelecekte Ay ve Mars gibi uzak hedefler için kendi kendine yeten görevlerin yolunu açabilir.
Yapay fotosentez keşfedildi
Bitkilerin doğada gerçekleştirdiği fotosentez sürecinin bir benzeri olan bu yapay yöntem, güneş ışığı, su ve CO₂ kullanarak oksijen ve enerji açısından zengin materyaller oluşturuyor.
Çinli araştırmacıların “uzay çekmecesi” adını verdiği bir sistem aracılığıyla gerçekleştirilen bu deney, 18 Ocak’ta Mengtian modülünde tamamlandı.
Bilim insanları, sürecin yalnızca uzayda değil, Dünya'da da kullanılabileceğini belirtiyor. Aynı teknolojiyle, karbondioksit temel amino asitler açısından zengin protein kaynaklarına dönüştürülebiliyor. Bu sayede, hem sera gazı salımının azaltılması hem de sürdürülebilir gıda üretimi mümkün hale geliyor.
Çin’in bu alandaki çevreci vizyonu yeni değil. Son 40 yılda ülke genelinde yürütülen büyük ağaçlandırma ve çevre projeleri, her yıl yaklaşık 400 milyon ton CO₂ emilimini sağladı. Yapay fotosentezle geliştirilen yeni model ise bu süreci bir adım ileri taşıyor: Karbon sadece azaltılmakla kalmıyor, yeniden kullanılabilir değerli bir kaynağa dönüştürülüyor.
İnsanlık için çığır açıcı çözüm
Araştırmanın arkasındaki uzmanlara göre bu yaklaşım, dairesel karbon ekonomisinin temellerini oluşturabilir. Yani, karbon artık yalnızca bir sera gazı değil, aynı zamanda gıda güvenliği ve enerji üretimi açısından stratejik bir kaynak olarak değerlendirilebilir.
Gıda kıtlığının sıkça yaşandığı bölgelerde bu teknolojinin uygulanması, insanlık için çığır açıcı bir çözüm olabilir. Araştırmacılar, yüksek verimli mikrobiyal türlerin seçici üremesiyle bu biyoteknolojinin daha da geliştirilebileceğini belirtiyor. Böylece, protein üretimi hem daha verimli hem de daha besleyici hale getirilebilir.
Sürdürülebilir besin üretimine yönelik bu dev adım, Dünya'nın kaynaklarının giderek azaldığı günümüzde, yalnızca uzay araştırmalarında değil, gezegenin geleceğinde de önemli bir rol oynayabilir.
kaynak:sozcu.com.tr
