Çıraklıkla adım attığı mesleğinde yıllardır emek veren Kaba, küçük atölyesinde hem geleneksel sobacılığı yaşatıyor hem de kitaplarla dolu bir dünya kuruyor.
Nuri Kaba için kitap okumak, adeta zamanda yolculuğa çıkmak demek. “Kitap okumak, 2 bin 500 yıl önceki insanla sohbet etmek gibidir,” diyen usta, bu alışkanlığını bir arkadaşının tavsiyesiyle kazandığını anlatıyor. Gününü sabah namazından sonra Kur’an okuyarak başlatan Kaba, ardından peygamberlerin hikayelerine dalıyor. “Geçmişi öğrenmeden geleceği anlamak mümkün değil,” sözleriyle tarihe olan ilgisini vurgulayan usta, 50 metrekarelik atölyesinde yorulduğunda soluğu kitaplarının başında alıyor. Evde ise masasının üstü her zaman kitaplarla dolu.
Meslek ve Kitapla Dolu Bir Hayat
Kaba’nın atölyesi, sadece soba yapımının değil, aynı zamanda bir ailenin geçim kaynağı olmuş. “Annem, babam, eşim ve çocuklarım dahil 12 kişilik bir aile, bu atölyenin ekmeğiyle büyüdü,” diyen Nuri Usta, mesleğinin kendisini hayata bağladığını ifade ediyor. Ancak ona asıl dünyayı anlamayı öğreten şeyin kitaplar olduğunu söylüyor. Her türden kitabı okumaya özen gösteren Kaba, bilgi hazinesine olan bağlılığını çevresine de yansıtıyor.
Gelecek Nesillere İlham
Teknolojinin ilerlemesiyle sobacılık mesleğinin giderek unutulmaya yüz tuttuğunu belirten Nuri Kaba, bu zanaatı yeni nesillere aktarmayı kendine misyon edinmiş. Ancak onun mirası sadece meslekle sınırlı değil; kitaplara olan sevgisiyle de çevresindekilere ilham veriyor. “Kitaplar, insanlığın ve bilgeliğin en büyük hazinesidir,” diyerek bu tutkusunu özetleyen Kaba, yoğun günlerin ardından bile elinden kitabını düşürmüyor.
Rize’nin Güneysu ilçesinden yükselen bu hikaye, bir soba ustasının ellerinden dökülen alın teriyle, sayfalar arasında gezinen bir zihnin buluşmasını gözler önüne seriyor. Nuri Kaba, hem mesleği hem de kitap aşkıyla, geçmişten geleceğe uzanan bir köprü kurmaya devam ediyor.